12 Aralık 2007 Çarşamba

HKPCG - 14: Arkeoloji Müzesi

Arkeoloji Müzesi gezimizde epey kalabalıktık diyeceğim ama diyemiyorum. Mine’nin müzeyi iyi tanıyan bir arkadaşı kendi arkadaşlarına rehberlik yaparken biz de o gruba kaynak yaptık, onlarla birlikte gezdik. Volkan, Nesrin, Mine, ben, annem ve babam müzenin altından girdik üstünden çıktık. Daha önce Arkeoloji Müzesi’ne gelmeyenler varsa, buraya ilk kez geldiklerinde görecekler ki bu müze pek çoğu gibi bir günde gezilemiyor. Benim buraya kaçıncı gelişim, hala her şeyi görmedim. Hoş gördüklerim içinde bile fark etmediğim ayrıntılar ve yeni şeylerle karşılaşıyorum. Araya zaman girdiğinde ise yeni bir ben olarak farklı gözle, farklı bakışla yepyeni şeyler görüyorum.

Nasıl olsa bir daha geldiğimde hem hiç görmediklerime bakar, hem de öncekileri yeni gözle incelerim düşüncesiyle olsa gerek bir süre sonra gruptan koptum. Fotoğraf çekme eylemi ağır bastı. Nesrin’e de aynı şey oldu. Mine desen, zaten burada çalışıyor, arada odasını kolaçan etmeye gittiğinden bir görünüyor, bir kayboluyordu. Aramızda en fazla rehberlik hizmeti alan Volkan’dı, diğer gruptan hiç kopmadı.

Geçici sergileri es geçmedik. Hem boncuk sergisi, hem de Marmaray kazılarından çıkanlar sergisini gezdik. Bana göre ikinci sergi düzenleme olarak birincisinden daha iyi idi.

Sonra ne mi yaptık, buralara gelmişken Sultanahmet Köftecisine uğradık. Her zamanki gibi çok kalabalıktı.

Arkeolog, ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey’in en önemli eserlerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzelerine ya Gülhane Parkı’nın girişinden tabelaları sağ koldan takip ederek ya da üst taraftan, Sultanahmet’te Topkapı Sarayı'na girmeden Darphane binasının sağından aşağı inerek ulaşabilirsiniz.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri - Adres: Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak, Gülhane/İSTANBUL Tel: 0212 520 77 40

1 Aralık 2007 Cumartesi

HKPCG - 13: Tiyatro (BAYAZIT)

Geçen Çarşamba iki hafta önceden biletlerini aldığımız Bayazıt adlı oyunu izledik. O gece önce Mine, ardından Nesrin ile buluştuk. Hacıbekir'de çay ve acıbademli sohbetten sonra Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'ne gittik. Orada Ezgisu ve ardından Yeşim ve Mustafa ile kadro tamamlandı ve tiyatroya girdik.

Oyun özetle 4. Murat'ın Bağdat Seferi sırasında Topkapı Sarayı'ndaki entrikalar ve iktidar mücadelesini anlatıyordu. Popüler kültür bombardımanında yaşadığımız için upuzun diyaloglar ve bilerek yapılmış da olsa eski biçim bir tiyatro diline uyum sağlamak biraz güç oldu. Açıkçası oyundan çoğumuz sıkıldı. Sanırım en çok Mustafa beğendi. Oyunu belli bir süre sonra yazıldığı dönem olan 17. yüzyıl ve eserin sahibi, ünlü Fransız tiyatro yazarı Jean Racine’in gözüyle seyretmeye başladım. Tabi kolay olmadı ama oyuna daha fazla anlam vermeme katkı sağladı. Her zaman sinemayı tiyatroya yeğlemişimdir. Öte yandan iyi bir oyunun hakkını da teslim etmek lazım. Daha nice ve güzel oyunlar izlemek dileğiyle...

HKPCG - 12: Ev Partisi

17 Kasım 2007'de Volkan ile birlikte Ev Partisi düzenledik. Geceye Esin'in elmalı keki, Nesrin'in kaktüslü-limonlu birası ve Sibel'in getirdiği midyeler ve eski yemek kitapları damgasını vurdu. Gerçi sadece içeceğinizi getirin, yiyecekler bizden demiştik ama söz dinlememişlerdi.

Kalabalık da olmadığımız için parti müzik, dans, eylence değil de daha çok yeme-içme ve sohbet havasında devam etti.
Yemek kitaplarıyla birlikte Sibel'in kendisine aldığı 1930'lardan kalma ev idaresi konulu kitaptan bazı bölümleri de ibretle okuduk. Kimi yerler elbette pek komik geldi bize. Ama yazıldığı dönemi ve içeriğindeki ciddiyeti farkedince, hak verdik, önemsedik (en azından ben). Gönül tabi ne ister, daha gülüşlü cümbüşlü partiler. Kalabalık ev partilerinde görüşmek üzere...