15 Haziran 2011 Çarşamba

HKPCG – 28 UZUN BİR ARADAN SONRA HEYBELİ

4 Temmuz 2009'dan beri ilk kez gezi düzenledim. Bu uzun aranın sebebi meğer o tarihlerde hamileymişim ve 1 Nisan 2010’da oğlum Orhan dünyaya geldi. Elbette daha erken de bir gezi düzenlenebilirdi ama her şey çok hızlı oldu, zaman eskisinden daha hızlı akmaya başladı. Gözümü açtım kapadım iki sene olmuş.


Birkaç gün öncesinden 14 Mayıs 2011 Cumartesi günü için arkadaşlara yeni bir gezi duyurusu yaptım. O sabah Heybeliada'ya gitmek için ufak bir hazırlık yaptık ve yollara düştük. Ne yazık ki Bostancı adalar iskelesinden vapur kalkmıyordu, yandaki motorlarla gitmek zorunda kaldık. İşin garibi vapur iskelesinde niye iskelenin çalışmadığına dair bir açıklama da yoktu, sadece “Ada seferleri yanda M.. M… motor iskelesinden yapılıyor” gibi bir duyuru vardı. Umarım o güzelim vapurları tamamen kaldırmazlar…

Sonunda Heybeliada’ya vardık. Orhan geçen sene iki kere adaya gitmişti ama aradan onun için epey zaman geçtiğinden her şey onun için yeni olmalıydı. Hava oldukça serindi, bereket tedarikliydik. Rüzgarı engellesin diye bebek arabasının naylonunu bile kapatma ihtiyacı duyduk. Orhan kısa bir süre sonra uyudu. Sağdan piknik alanına doğru yürümeye başladık, biraz bayır çıkıp solda ağaçlar arasına konuşlandık. Oğlumuz uyurken biz de Volkan’la biraz sırtüstü çimenlere uzanıp gökyüzüne baktık.



Orhan uyandıktan bir süre sonra Nesrin de aramıza katıldı. Arkadaşlara bu gezinin duyurusunu yaparken saat söylememiştim, “biz sabah uyandığımızda gideceğiz, gelenlerle adada buluşuruz” demiştim. Sadece Nesrin gelebildi. Biz de dört kişi gezimize devam ettik. Piknik alanının orada harika manzaralı bir cafeye oturduk, gelsin çaylar, kahveler. Güneş öyle ısıtmaya başladı ki, üstümüzdeki fazlalıkları atarak, kısa kollularla epey bir güneş banyosu yaptık.



Öğleden sonra aşağı iskele yakınındaki Park Restaurant’ta balıklarımızı yedik. Etrafımızı yirmi kadar kedi sardı, ben sadece Orhan’i değil, onları da beslerken, baktım sayı giderek artıyor, vazgeçtim bu sevdadan. Benden sonra Nesrin farklı istikmatte bizden daha uzağa yiyecek atmaya başlayınca çevremizdeki müşteriler de bir oh dedi.



Aslında çok geçe kalmadan döneriz diye düşünmüşken Bostancı’ya vardığımızda akşam olmuştu bile. Güzel bir Cumartesi geçirdik, Nesrin ben, Orhan ve Volkan. Gezilere devam…


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bizleri bilgilendirdiğiniz için kilo verme merkezleri adına teşekkür ederim.